1 Aralık 2007 Cumartesi

Zülfü LİVANELİ 6.Kasım.2007

Bir başka saldırı

Türkçeye yapılan saldırıları konu edinen yazılara gelen tepkiler, bu ülkede hâlâ duyarlılığını yitirmemiş olanların varlığını görmek bakımından sevindirici.

Ana dil saldırı altında olsa bile, bu konuda içi yananların sayısı da az değil.

Geçenlerde Türkçenin yanlış ve eksik kullanımının yayılmasından duyduğumuz üzüntüyü belirtmiştim.

Bugün ise bir başka saldırıdan söz etmek istiyorum: Yabancı dil saldırısından.

Hepinizin dikkatini çekiyordur: Güzelim Türkçe kelimeler dururken bunların İngilizcedeki karşılığını kullanmak, yazmak çizmek moda haline geldi.

Bu tutum, yaygın bir pazarlama taktiği olarak da karşımıza çıkıyor:

Sanki iş yerine ya da inşaat halindeki bir siteye Türkçe isim koyduğunuz zaman tutucu, gerici; yabancı isimler koyduğunuz zaman ise çağdaş, dünyalı vs. oluyorsunuz.

Bu yüzden gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanan inşaat ilanlarının isimleri akla hayale gelmez züppeliklerle dolu.

Maslak'taki bir siteye Manhattan çağrışımı yapsın diye Mashattan deniliyor.

Ben böyle bir sitede oturmam ve bu ismi yabancı dostlarıma söylemeye utanırım. Çünkü bu ismi telaffuz eder etmez ne kadar kompleksli ve Amerika'nın kenar mahallesi olmaya niyetli bir toplum olduğumuzu anlarlar diye korkarım.

Acıbadem'de yapılan bir site "badem" kelimesi dururken "almond" demeyi tercih ediyor.

İstanbul; plazalardan, residance'lardan, tower'lardan geçilmiyor.

Kimsenin aklına kervansaray, han, arasta, bedesten gelmiyor.

Sanki bu işleri yapanlar doğma büyüme New York'lu.

Aslında inşaatçıların çoğu Anadolu'nun illerinden ama bir pazarlama taktiği olarak yabancı isim koymak daha çok işlerine geliyor.

Tüketim Batılılığının, taklidin, kimlik yitiminin gelip dayandığı nokta bu.

Dükkân tabelalarında Türkçe isme çok zor rastlanır oldu.

Bir de şu alaturka meselesi var.

Avrupalıların bizim için kullandığı "Alla Turca" deyiminin, Türkiye'de de yaygınlaştığını görüyoruz.

Efendim her şey çok alaturka imiş!

Ne olacaktı; alla Japon mu, alla Amerikan mı?

Bu maymunluğun sonu yok ve tahribat çok büyük.

Kültür emperyalizminin gelip dayandığı vahim noktanın geri dönüşü nasıl olacak bilemiyorum.

Beyler; Donald Trump niçin New York'a bir bedesten yapmıyor, niye bir gökdelenine "Manhattan Kulesi" adını vermiyor da siz onun adına İstanbul'da kule dikmeye çalışıyorsunuz?

Kimdir Donald Trump?

Amerikalı bir inşaatçı değil mi?

Bir düşünün bakalım, o niye binasına mesela "Mustafa Şatıroğlu Binası, Ahmet Kara Kulesi" gibi isimler koymuyor?

Hiç yorum yok:

HER ŞEY SENİN IŞIĞINDA

HER ŞEY SENİN IŞIĞINDA

Mustafa Kemal Atatürk

“Türk dili, zengin, geniş bir dildir; her kavramı ifadeye kâbiliyeti vardır. Yalnız, onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek lâzımdır. [...] Türk milletini ve Türk dilini medeniyet tarihinin ve kültür dillerinin dışında görmenin ne yaman bir yanlış olduğunu bütün dünyaya göstereceğiz.”

Korkmaz Z (Hazırlayan), 1991. Atatürk ve Türk Dili: Belgeler. Türk Dil Kurumu, Ankara. s. 369.